Haber

Taşgetiren: Erdoğan büyüsüne kapılanlarda derin bir şaşkınlık var

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verilen ceza, seçimlere sayılı günler kala siyasi çevreleri ayağa kaldırdı. Kararın İmamoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkardığı belirtilirken, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ve Erdoğan’ın yargı üzerindeki etkisinin beklenen sonucu verip vermediği de tartışmalarda öne çıkıyor.

Kararın yazarı Ahmet Taşgetiren, bugünkü yazısında tüm bu tartışmaları “Beyin yakan sorular” başlığıyla ele aldı. “Dikkat ederseniz bu İmamoğlu… Bütün mesele Tayyip Erdoğan’ın etrafında dönüyor” diyen Taşgetiren, “beyin yıkama sorularını” şöyle özetledi:

“Bu kararın siyasi olup olmadığını tartışıyoruz. Popüler, herkes yargının siyasallaştığına ve bunun ‘rakiplerin tasfiyesi’ anlamına geldiğine inanıyor ama sonuç tasfiye edilecek kişi ve çok yönlü görünen muhalefet. Neyi birleştirip güçlendirdiğine baktığımızda herkes ‘Hayır, iktidar siyasi hesapta böyle bir hata yapamaz, yargıya müdahale olamaz’ demeye başlıyor.

Yani hesap sorulursa yargı ‘rakipleri tasfiye’ aracı haline gelirse kimsenin söyleyecek sözü olmaz. Burada yargı, iktidar partisinin yanlış hesabının bir parçası olmakla itham ediliyor. Yargı-siyaset ilişkisi açısından neresinden bakarsanız bakın insanın içini acıtıyor değil mi?

Tam inanacağım sırada bu sefer biri çıkıp ‘Tamam Tayyip Erdoğan siyaset üstadı ama 2019’un başında İstanbul seçimlerini iptal edip 2019 başındaki Tayyip Erdoğan değil miydi? 800 binlik tarihi bir yenilgiye 13 bin kayıp mı?’ O sorar.

Hatta bu kişiler, iktidar-yargı ilişkisini değerlendirirken, ‘Ne oldu da Yüksek Seçim Kurulu 2019’daki ilk seçimi tam da iktidar üyelerinin istediği gibi iptal etti?’ Sormaktan çekinmezler. ‘O zaman ‘resmen çalıntı’ iddialarının soruşturulması için açılan davalarda suçlu bulunmamasının nesi yanlıştı?’ diye sorulur.

Şimdilik hesaplaşmanın merkezinde yer alan İmamoğlu’nun sorusuna geri dönecek olursak, ‘Acaba ilk derece mahkemesinin kararı tevbeden döner mi?’ Soru devreye giriyor. Bütün fakihler onun isti’naftan dönmesi gerektiği görüşündedirler. ‘Bu karar boştur’ diyorlar. Bu nedenle İmamoğlu’nun olası cumhurbaşkanı adayı olabileceği görüşü dile getiriliyor. Bu karara yönelik ‘yanlış hesap’ yaklaşımı da bununla ilgilidir.

Ama o zaman ‘Ya isti’naftan dönmezse…’ ihtimali devreye giriyor. Çünkü ‘oyun kurucu’ hesap hatası yapmamışsa, bu karar bir hesap hatasının sonucu değilse, o zaman tasfiye davası Yargıtay’ı da, Yargıtay’ı da kapsayacaktır.

Diyelim ki yargıyı kontrol edenler, İmamoğlu’nu ve 6’lık Tablo’yu ‘hesap hatası’ yapıldığına inandırdı ve bu ‘rüzgârdan’ yararlanma şevkiyle İmamoğlu’nu aday gösterdi. Akıllara durgunluk veren ihtimal hemen geliyor: Ya muhalefetin yeni aday çıkaramadığı bir takvimde, tam zamanında İmamoğlu’nun cezası onaylanırsa… (Yargı bağımsız mı yoksa…)

Yani Tayyip Erdoğan aday olarak yalnız bırakılırsa…

İşte akıllara durgunluk veren bir soru daha:

-Yani Tayyip Erdoğan tek başına seçim kazanmayı sindirir mi? O Türkiye dünyaya batar mı?

Garipliği görüyor musun…

Bir de Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı seçilmesi davası var. Anayasa iki defadan fazla seçilemeyeceğini söylese de, bu onun üçüncü seçimi olmasına rağmen, muhalefet ‘biz onu seçimle göndermek istiyoruz’ gerekçesiyle bu üçüncü adaylığa itiraz etmeyeceğini açıklamış, soru ortada. yine de biri çıkarsa ve ‘üçüncü kez’ itiraz ederse. Olacak mı?

Burada asıl sorun nihai ve geri dönülmez kararı verecek olan Yüksek Seçim Kurulu’nun nasıl hareket edeceğidir. Bu soru gündeme gelince herkes ‘Nasıl karar vereceği belli değil mi?’ diye soruyor. o cevaplar. Bu tepkinin altında İstanbul seçimiyle kanıtlandığı düşünülen ‘yargıyı siyasallaştırma’ olayı var.

Ah yargı, ah siyaset, ah partiye ‘Adalet’ adını veren siyasi iktidar…

Dikkat ederseniz İmamoğlu bu…. Bütün sorun Tayyip Erdoğan’ın etrafında dönüyor. “İstanbul’un kaybedilmesi” Tayyip Bey’i haddinden fazla öfkelendirdi. O öfke, taban aşınmasının net bir şekilde fark edildiği şu günlerde bir başka “kayıp kaygısı” ile bütünleşiyor. O yüzden yargı vs… her şey devreye giriyor. Ama bu sefer atılan hesapsız adımlar başka bedelleri de beraberinde getiriyor.” (HABER MERKEZİ)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu